Merhaba,

Ben Ilgın. 

Haziran 2013'e kadar İstanbul'da, plazaların arasında gökyüzünü pek de görmeden beyaz yakalı olarak çalışan,

her gün ama her gün alıp başını gitme hayalleri kuran, göçecek köyü olmadığı için -başka türlüsünü de bilmediği için- tarla bahçe ilanları arasında dolanan biriydim.

Haziran'ın o birleştirici günlerinde Buğday Derneğinin Tarım Turizm Takas Çiftliklerini duymamla birlikte işler değişti. Gönüllülük esasıyla çiftlik, köy hayatına dahil olabildiğiniz tatuta çiftlikleri için bir cesaretle işimden istifa edip yola koyuldum. 16 ay süren çiftlik çiftlik gezme, köy köy dolaşma turnemin sonunda romantik köylülük hayalim yerini, gerçekten köylü olan toprağa emek veren insanların emeklerinin doğru adreslere ulaşması için ne yapabileciğimi düşünmeye bıraktı.

Tohumdan Sofraya 2014 yılının aralık ayında, köyünde Atalık tohumları koruyan, temiz gıda üretip son tüketiciye ulaşamayan üreticiyle, şehirde kim güveneceğini bilemeyen gerçek gıda için çabalayan son tüketici arasında bir köprü kurmak için kuruldu.

Zamanla Tohumdan Sofraya benim mutfağıma sızmaya başladı, yollarda ziyan olacak çilekleri çilek reçeli yapayım, tarladan eve gelene kadar eriyen zar kabuklu domatesleri domates sosu yapayım derken, ürüne katma değer katmanın ve mutfağımda temiz gıdayı geleneksel usullerle işlemenin hazzı da kalbime düştü.

  

Bugün, Tohumdan Sofraya Adil Gıda Atölyesi hem temiz üretim yapan çiftçinin hem de temiz gıdayı işleyen, paketleyen, etiketleyen, kargolayan kadınlardan oluşan bir ekibin en büyük dayanağı.

Kazdağları'nın kıyısında, Edremit'te, Atalık tohumla, pestisitsiz yetiştirilen, geleneksel yöntemleri takip ederek sofranıza ulaşan sağlıklı gıda için çabalıyoruz. 

Atölyemiz bir satış yerine sahip değil ama gelip görmek isterseniz, tanışıp kaynaşmaya niyetlenirseniz her zaman

bekleriz. 

Temiz gıda, atalık tohum çevresinde buluşmak en güzel hedefimiz.

Sevgiler,